SANALDA paylaşımın adresi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

SANALDA paylaşımın adresi

SANALDA DOWNLOAD KEYFİ
 
AnasayfaPortalAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kitaplara iman

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ADMİN_60
admin
admin
ADMİN_60


Mesaj Sayısı : 147
Yaş : 37
Nerden : TOKAT
paylaşım :
Kitaplara iman Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Kitaplara iman Right_bar_bleue

Kayıt tarihi : 05/01/08

Kitaplara iman Empty
MesajKonu: Kitaplara iman   Kitaplara iman Icon_minitimeC.tesi Ocak 26, 2008 7:03 pm

Sual: İmanın üçüncü şartı nedir?
CEVAP
İmanın üçüncü şartı,kitaplara imandır. Amentü�deki, (Ve kütübihi) ifadesi,
Allahü teâlânın kitaplarına inanmayı, iman etmeyi bildirmektedir.
Allahü teâlânın gönderdiği kitaplar çoktur. Din kitaplarımızda
bildirilen ise, 104 kitaptır. Bunlardan 100�ü küçük kitaptır. Bu küçük
kitaplara suhuf denir.

100 suhuf kitap şu Peygamberlere inmiştir:
10 suhufu, Âdem aleyhisselama,
50 suhufu, Şit aleyhisselama,
30 suhufu, İdris aleyhisselama,
10 suhufu, İbrahim aleyhisselama.

Dört büyük kitap ise şu Peygamberlere inmiştir:
Tevrat, Musa aleyhisselama,
Zebur,Davud aleyhisselama,
İncil,İsa aleyhisselama,
Kur'an-ı kerim, Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselama.

Kitapların hepsini, Cebrail aleyhisselam
getirmiştir. Kur'an-ı kerim, bütün ilahi kitapların hükümlerini nesh
etmiş, yani yürürlükten kaldırmış ve bu hükümleri kendisinde
toplamıştır. Bugün, bütün insanların Kur'an-ı kerime tâbi olmaları
lazımdır. Şimdi, hiçbir memlekette, hakiki Tevrat ve İncil yoktur.
Bozulmuş İnciller vardır. Bu kitaplar sonradan tahrif edilmiş, yani
insanlar tarafından değiştirilmiştir. Bozulmamış olsaydı bile,
geçerliliği yoktu, hepsi Allahü teâlâ tarafından nesh edilmiştir.

Kur'an-ı
kerimin gelmesi âyet âyet olmuş ve 23 senede tamamlanmıştır. Kur'an-ı
kerim, kıyamete kadar geçerlidir. Geçersiz olmaktan ve insanların
değiştirmelerinden korunmuştur. Kur'an-ı kerimde eksiklik veya fazlalık
olduğuna inanan, Allahü teâlâya inanmamış olur.
Âyet-i kerimelerde mealen buyuruluyor ki:
(Kur�anı biz indirdik, elbette yine onu biz koruyacağız.) [Hicr 9]

(Kur�an, eşi benzeri olmayan bir kitaptır. Ona önünden, ardından [hiçbir yönden, hiçbir şekilde] bâtıl gelemez [hiçbir ilave ve çıkarma yapılamaz. Çünkü] O, kâinatın hamd ettiği hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafından indirilmiştir.) [Fussilet 41-42]

Sual: Peygamberlere kitaplar nasıl indi? Bu kitapların mahiyeti nasıldır?
CEVAP
Allahü
teâlâ, kitapları, melek ile, bazı Peygamberlerin mübarek kulaklarına
söyleyerek, bazılarına ise, levha üzerinde yazılı olarak, bazılarına da
meleksiz işittirerek indirdi. Bu kitapların hepsi Allahü teâlânın
kelamıdır. Ebedi ve ezelîdir. Mahluk değildir. Bunlar, meleklerin veya
Peygamberlerin kendi sözleri değildir.

Allahü teâlânın kelamı,
bizim yazdığımız ve zihinlerimizde tuttuğumuz ve söylediğimiz kelam
gibi değildir. Yazıda, sözde ve zihinde bulunmak gibi değildir. Harfli
ve sesli değildir. Allahü teâlânın ve sıfatlarının nasıl olduğunu insan
anlayamaz. Ama o kelamı insanlar okur. Zihinlerde saklanır ve yazılır.
Demek
ki, Allahü teâlânın kelamının iki tarafı vardır. İnsanlarla beraber
olunca, mahluk ve hadistir. Allahü teâlânın kelamı olduğu düşünülünce,
kadimdir.

Sual: Bazıları, Kur'anın Peygamberimizin beynine ilham edildiğini söylüyorlar. Doğrusu nasıldır?
CEVAP
Kur'an-ı
kerimdeki Arabi kelimeler, Allahü teâlâ tarafından dizilmiş olarak
âyetler halinde gelmiştir. Cebrail aleyhisselam, bu âyetleri, bu
kelimelerle, bu harflerle okumuş, Peygamber efendimiz de mübarek
kulakları ile işiterek, ezberlemiş ve hemen Eshabına okumuştur.
Peygamber efendimiz, Allahü teâlâ tarafından, mübarek kalbine
bildirilenleri, Arabi olarak anlatırsa, buna hadis-i kudsi denir.

Cebrail
aleyhisselam, her yıl bir defa gelip, o ana kadar inmiş olan Kur'an-ı
kerimi, Levh-il-mahfuzdaki sırasına göre okur, Peygamber efendimiz
dinler ve tekrar ederdi. Ahirete teşrif edeceği sene, iki defa gelip,
tamamını okudular. Peygamber efendimiz aleyhisselam ve Eshab-ı kiramdan
çoğu, Kur'an-ı kerimi tamamen ezberlemişti. Bazıları da, bazı kısımları
ezberlemiş, birçok kısımlarını da yazmışlardı.

Peygamber
efendimiz vefat edince, halife Hazret-i Ebu Bekir, ezber bilenleri
toplayıp ve yazılı olanları getirtip bir heyete, bütün Kur'an-ı kerimi,
kağıt üzerine yazdırdı. Böylece, Mushaf meydana geldi. 33 bin Sahabi,
bu Mushafın her harfinin, tam yerinde olduğuna söz birliği ile karar
verdi. Üçüncü halife Hazret-i Osman, hicretin 25.senesinde, altı tane
daha Mushaf yazdırıp, Bahreyn, Şam, Basra, Bağdat, Yemen, Mekke ve
Medine�ye gönderdi. Bugün, bütün dünyada bulunan mushaflar, hep bu
yedisinden yazılıp, çoğalmıştır. Aralarında bir nokta farkı bile yoktur.

Kur'an-ı
kerimde 114 sure ve 6236 âyet vardır. Halk arasında yanlış olarak 6666
âyet var deniliyor. Âyetlerin sayısının 6236�dan az veya daha çok
olduğu da bildirildi ise de, bu ayrılıklar, büyük bir âyetin, birkaç
küçük âyet sayılmasından veya birkaç kısa âyetin, bir büyük âyet, yahut
surelerin evvelindeki Besmelelerin bir veya ayrı ayrı âyet
sayılmasından ileri gelmiştir. (B.Arifin)

Sual: Peygamber efendimizin mucizelerinin en büyüğü nedir?
CEVAP
Kur�an-ı
kerimdir. Bugüne kadar gelen bütün şairler, edebiyatçılar, Kur�an-ı
kerimin nazmında ve manasında aciz ve hayran kalmışlardır. Bir âyetin
benzerini söyleyememişlerdir. İ�cazı ve belagati insan sözüne
benzemiyor. Yani, bir kelimesi çıkarılsa veya bir kelime eklense,
lafzındaki ve manasındaki güzellik bozuluyor. Bir kelimesinin yerine
koymak için, başka kelime arayanlar bulamamışlardır. Nazmı Arap
şairlerinin şiirlerine benzemiyor.

Geçmişte olmuş ve gelecekte
olacak nice gizli şeyleri haber vermektedir. İşitenler ve okuyanlar,
tadına doyamıyorlar. Yorulsalar da, usanmıyorlar. Okuması veya
dinlemesi, sıkıntıları giderdiği sayısız tecrübelerle anlaşılmıştır.
İşitenlerden kalblerine dehşet ve korku çökenler, bu sebepten ölenler
bile görülmüştür. Nice azılı İslam düşmanları, Kur�an-ı kerimi
dinlemekle, kalbleri yumuşamış, imana gelmişlerdir. İslam
düşmanlarından ve muattala, melahide ve karamita denilen müslüman
ismini taşıyan zındıklardan Kur�an-ı kerimi değiştirmeye, bozmaya ve
benzerini söylemeye çalışanlar olmuş ise de hiçbiri arzularına
kavuşamamıştır.

Bütün ilimler ve tecrübe ile bulunamayacak
güzel şeyler ve iyi ahlak ve insanlara üstünlük sağlayan meziyetler ve
dünya ve ahiret saadetine kavuşturacak iyilikler ve varlıkların
başlangıcı ve sonu hakkında bilgiler ve insanlara faydalı ve zararlı
olan şeylerin hepsi Kur�an-ı kerimde açıkça veya kapalı olarak
bildirilmiştir. Kapalı olanlarını, erbabı anlayabilmektedir.

Semavi
kitapların hepsinde, Tevrat�ta, Zebur�da ve İncil�de bulunan ilimlerin
ve esrarın hepsi Kur�an-ı kerimde bildirilmiştir. Kur�an-ı kerimde
mevcut ilimlerin hepsini ancak Allahü teâlâ bilir. Çoğunu sevgili
Peygamberine bildirmiştir.

Kur�an-ı kerimi okumak çok büyük
bir nimettir. Allahü teâlâ, bu nimeti Habibinin ümmetine ihsan
etmiştir. Melekler bu nimetten mahrumdurlar. Bunun için, Kur�an-ı kerim
okunan yere toplanıp dinlerler. Bütün tefsirler, Kur�an-ı kerimdeki
ilimlerden çok azını bildirmektedirler. Kıyamet günü, Peygamber
efendimiz minbere çıkıp Kur�an-ı kerim okuyunca, dinleyenler bütün
ilimlerini anlayacaklardır.

Bugünkü Tevrat ve İnciller
Sual:
Bugünkü Tevrat ve İnciller hakkında bilgi verir misiniz?
CEVAP
İyice tetkik edilirse, Tevrat ve İncillerde mevcut olan yazıların üç membadan geldiği kolayca görülür:
1- Bunların bir kısmı Allah kelamı olabilir.
2- İkinci kısımda yazılı olan sözler Peygamberler tarafından söylenilmiş olabilir.
3-
Üçüncü kısımdaki sözlerin bir kısmı İsa aleyhisselamın havarileri
tarafından bir kısmı bazı tarihçilerin rivayetlerinden, bir kısmı ise,
kimin tarafından ve niçin söylendiği bilinmeyen rivayetlerden
ibarettir. Bugün elde bulunan Kitab-ı mukaddesin büyük bir kısmında,
kim tarafından söylenildiği bilinmeyen, fakat muhakkak insan sözü
olduğu hemen anlaşılan sözler çoktur. Bunları Allah kelamı olarak kabul
etmek imkansızdır.

İçinde bir kısım Allah kelamı, bir kısım
Peygamber sözü, fakat büyük bir kısmı insanların muhtelif rivayetleri
bulunan bir kitap Allah kelamı olarak kabul edilemez. Hele (insan sözü)
olan kısımlarında türlü türlü yanlışlıklar bulunması, aynı hususu
anlatanların birbirinden çok farklı ifadeleri, verilen rakamların
birbirini tutmayışı bugünkü Tevrat ve İncillerin tamamen bir insan
eseri olduğunu açıkça ispat etmektedir. Bugünkü İncillerin Allahü
teâlânın kelamı mı, yoksa insan eseri mi olduğu hakkında Hıristiyan din
ve fen adamları ne diyorlar?

Moody İncil Enstitüsü�nden Dr. Graham Secroggie, (İncil Allah kelamı mı?) adlı kitabında diyor ki:
(Kitab-ı
mukaddes insan eseridir. Bazı kimseler, neden olduğunu anlamadığım
sebeplerden ötürü, bunu inkâr etmektedir. Kitab-ı mukaddes, insanların
dimağında teşekkül etmiş, insanlar tarafından, insan dili ile insan eli
ile yazılmış ve tamamen insan karakteri taşıyan bir eserdir.)
[S.17]

Hıristiyan din adamı olan Kenneth Cragg ise şöyle diyor:
(Kitab-ı
mukaddesin Ahd-i Cedid kısmı, Allah sözü değildir. Burada doğrudan
doğruya insanların anlattıkları hikayeler ve herhangi bir işin nasıl
yapıldığını gören insanların görgü şahitliği vardır. Sırf insan sözü
olan bu kısımlar, kilise tarafından insanlara Allah�ın kelamı gibi
nakledilmektedir.)

Teolog Prof. Geyser:
(Kitab-ı mukaddes Allah kelamı değildir. Ama, buna rağmen kutsal bir kitaptır) diyor.

Demek
ki, bugünkü Kitab-ı mukaddes hakkında, Batılı ilim adamları ile
birlikte vereceğimiz karar şudur: Kitab-ı mukaddes, Allah kelamı
değildir. Allah kelamı olan hakiki Tevrat ve İncil, bugün tamamen başka
bir kitap haline dönüşmüştür. Bugünkü İncillerde Allah kelamı olması
düşünülebilen sözler yanında, başkaları tarafından ilave edilen birçok
sözler, tahminler ve hikayeler vardır.
İncillerin hepsi Allah
kelamı olsa bile, Kur�an-ı kerimde olduğu gibi, bir medeni hukuk, bir
ceza hukuku yoktur. İncillerle bir muhtarlık bile idare edilemez.

İkinci
husus, İnciller Allah kelamı bile olsa, artık onlar nesh edilmiştir.
Âdem aleyhisselama, Nuh aleyhisselama inen kitapların aslı bulunsa bile
onlarla amel edilemez, çünkü onlar yürürlükten kaldırılmıştır. Allahü
teâlâ kaldırmıştır. En son gönderdiği din ile amel etmek gerekir. Öyle
olmasa idi, Allahü teâlâ bir tek kitap gönderir, bütün peygamberlere
bununla amel edin derdi. İman edilecek hususlar bütün dinlerde aynı
olduğu gibi amel edilecek hususlar da aynı olurdu. Hıristiyanlığı nesh
etmese idi, Müslümanlığı göndermezdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sanalda.forumotion.net
 
Kitaplara iman
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Allah'a iman

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
SANALDA paylaşımın adresi :: ¯¨´*·~-.¸¸,.-~*´¨GENEL İSLAMİ KONULAR¯¨´*·~-.¸¸,.-~*´¨ :: Genel Dini Konular-
Buraya geçin: